İsrail’in Gazze katliamında 55 günü geride bıraktık.
Farkında mısınız? Konu, eskisi kadar gündemin ana konusu değil ama adeta bunu fırsat bilen Netanyahu/İsrail tam gaz cinayetlerine devam ediyor.
Sadece Gazze’nin kuzeyi de değil, Güney Gazze’ye de/Batı Şeria’ya da saldırmaya başladı.
Katledilerek şehit edilenlerin sayısı 15 bini geçti.

Evet, İsrail’e destek veren ülkeler “Artık yeter!” demeye başladı ama “Atı alan Üsküdar’ı geçti.” dercesine de İsrail yapacağını yaptı ve gündemin soğumasından istifade ederek Filistin’e dönük toprak gaspı/sürgün ve yok etme de dahil kalıcı etki oluşturacak her türlü planını realize ediyor!

Tam bir Yahudi taktiği!
Tam bir İsrail sinsiliği!..

Önümüzdeki zamanlarda küresel ölçekte devreye girecek yeni gündemler İsrail’in ekmeğine yağ sürecektir.
Dünyada yaşanan her yeni olay/kriz ve gelişme İsrail strateji ve planlarının tam ve tekmilen yerine getirilmesine hizmet edecektir!

Basit gibi görünen ama basit olmayan bir örnek vereyim:
Pentagon geçen gün “Kızıldeniz’de bir ABD savaş gemisi ve birçok ticari gemiye saldırıldı.” diye bir açıklama yaptı.
Allah aşkına, Amerika’nın savaş gemisine o bölgede kim saldırabilir/kim buna cüret edebilir?
Ama Amerika öyle dediyse öyledir, maalesef ve onlara göre deniz unsurlarının güvenliğinin tesis edilmesi için önlem alınmalıdır.
Önlem nedir?
İsrail saldırılarının artırılması…
Bakar mısınız?
Aslına bakarsanız çok muhtemeldir ki saldıran da kendileridir, önlem alınmasını söyleyen de/ -sözüm ona- Filistin’de cinayetleri artırarak önlem alan da!..

İYİ Parti ve CHP arasında doğmadan ölen seçim işbirliği
Biliyorsunuz; CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Akşener’i ziyaret etmiş ve “işbirliği” teklifinde bulunmuştu.
Konuyla ilgili İYİ Parti Genel İdare Kurulu toplandı ve “hayır” kararı aldı.
Bazılarının rağmına, ben böylesi bir karar çıkacağını zaten düşünüyordum.
Ki, öyle de oldu…
Fakat asıl dikkatimi çeken, “İYİ Parti Mart-2024 seçimlerine hür ve müstakil olarak girecektir.” cümlesinde geçen “hür ve müstakil” ifadesi oldu.
Anlamını biliyordum ama yine de sözlüğe bakmadan duramadım.
Hür kelimesi “azat edilmiş, salınmış, serbest bırakılmış ve köle olmayan” demekmiş.

Buradan hareketle, İYİ Parti’ye sormadan olmaz:
— Bugüne kadar “hür” değil miydiniz?
—Kime esirdiniz?
—Sizi kim azat etti; azatlık bedelinizi kim ödedi ve siz, şimdi gerçekten hür müsünüz?

Günümüzde yaşanan bazı siyasal olayları değerlendirirken fark etmişsinizdir, ben, genelde geçmişte yaşanan benzerliklerden dem vururum.
Elimde değil; geçmiş, bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiveriyor.
Buna bir de 40-50 yılda heybemde biriktirdiğim siyasî yaşanmışlıkları katınca; hafızamın tozlu rafları bir anda devreye giriyor…
Bu bağlamda tespitte bulunacak olursam geçmişte de kimi anlarda “ara dönem partileri” olurdu/oldurulur veya kurdurulurdu.
Adeta “ihtiyaca binaen” kurulan partiler gibi…
İYİ Parti’nin de geldiği noktada kendi kendini konumlandırdığı pozisyon aynen bu…
Kurulurken de söylemiştim; prematüre parti diye…
Ve bugün yaşananlar da sona doğru tam gaz ilerlediğini gösteriyor…

Arkadaşlar!
“İYİ Parti ve Akşener’i yazmayayım”, diyorum.
“Söz söylem ve kararlarında bu kadar çok ve hızlı çark eden bir parti yazmaya bile değmez”, diyordum ama her geçen gün adeta beni teyit edercesine bol malzeme çıkınca da ben, yazmadan duramıyorum.
“Adın ne mülayim Bekir/Sert olsan ne yazar ki…” kabilinden seçmen desteğini iyice kaybetmeye başlamış/vekilleri birer birer istifa eden ve mart seçimlerinde şok bir sonuçla karşı karşıya kalması çok muhtemel olan İYİ Parti yönetiminin kocaman kocaman laflarla “Hür ve müstakil olarak seçime gireceğiz.” demesi kadar komik/gülünesi ve acınası bir durum olabilir mi?..

Bu arada, yine de şunu söylemeden geçmeyelim:
Yarın bir gün veya üç beş gün sonra İYİ Parti’nin çark edip bu defa da “Hür ve müstakil olarak seçime girecektik ama tabanımızın zorlaması nedeniyle CHP ile kimi illerde seçim işbirliği yapacağız.” demesi bana asla sürpriz olmaz!
İYİ Parti bu konuda çok maharetlidir ve kendilerinin test edilmiş deneyimleri mevcuttur!
Allah Allah…
Bir parti kendine daha ne kadar kötülük yapabilir ki?..

Muhalefete Bir Öneri
Eğer kazanmak istiyorsanız Tayyip Erdoğan’ı ortak adayınız olmaya ikna edin!
Ancak o zaman bir seçim kazanabilirsiniz…

Tayyip Erdoğan’a bir Öneri
Ak Parti ile yıllardır kazandın,
Referandum oldu kazandın, sistem değişikliği oldu kazandın, yerel seçim oldu kazandın, genel oldu kazandın…
Hep ve sürekli kazandın ve söylemek zorundayım ki bence aldığın haz artık azaldı.
Artık bir değişiklik yap,
2028’de muhalefetin ortak adayı ol ve bu defa öyle kazan.
Ki hem bu zavallı muhalefet “kazandık” diye sevinsin hem de tadı azalan kazanma hazzın renklensin!..

Gülü/Yorum
Seçil Erzan diye birisi çıkmış,
Teknik direktörden tutun da futbolcuya kadar önüne geleni tokatlamış.
Yüksek faiz getirisini duyunca hepsi sus pus olmuş,
Vaade kanmış, yalana inanmış, inanmak istemiş.
Ve, dijital networkun zirvede olduğu bankacılık sisteminde Denizbank’ın bundan haberi yokmuş…
Buna gülüyorum…
Fenomenler ülkesi olmuşuz,
Kara parada “Şampiyonlar Ligi” oluşturulmuş,
Yıllardır TikTok’ize dolandırıcılık baş tacı olmuş,
Ne garip ve ne kadar inandırıcı ki biz, bugün haberdar oluyoruz.
Buna gülüyorum…

Yukarıda bahsettim; İsrail vuruyor, yakıyor, yıkıyor ve imkan olsa Gazze’yi haritadan silecek.
Küresel ekonomik kriz kasırgası esmeye devam ediyor,
İnsanlık yarınından ümitsiz ve günübirlik yaşıyor.
Ama bizim gündemimiz varsa yoksa Seçil Erzan/Fatih Terim Fonu ve diğer fonzedeler,
Dilan-Engin Polat ya da diğer TikTok fenomenleri, sonradan görmeler ve “Ülkeme döviz getiriyorum.” diye caka satan çöplüğe üşüşüp genetiğini kaybeden ardıç kuşları…
Buna gülüyorum…
Neden gülüyorum?
Çünkü neyin ne olduğunu/olmadığını, neyin gündemden düşürülüp nelerin niçin gündem yapıldığını biliyorum ve bu yüzden “Güleriz ağlanacak halimize…” kabilinden,
Acı acı gülüyorum!..

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah’a emanet olun sevgili okurlar.